Gudrun Himmler
- Murat Durdu
- 18 Eyl
- 3 dakikada okunur
Nazi Propagandası ürünü bir çocuk
Gudrun Himmler (evlilik sonrası soyadı Burwitz), 8 Ağustos 1929'da Münih'te doğmuş, Nazi Almanyası'nın en üst düzey yetkililerinden Heinrich Himmler'in ve eşi Margarete (Marga) Boden'in tek biyolojik kızıdır.
Heinrich Himmler, SS'nin lideri (Reichsführer-SS) olarak Holokost'un baş mimarlarından biriydi ve Nazilerin en güçlü figürlerinden biriydi. Gudrun, "Püppi" (kukla) lakabıyla babasının gözbebeğiydi; babası onu resmi etkinliklere sık sık götürür, haftada bir mektup yazar ve her gün telefonla arardı. Ailesi, 1930'larda Münih yakınlarında bir villa satın aldı ve Gudrun, Aryan ideali olarak görülen sarışın, mavi gözlü bir çocuk olarak büyüdü. Babası ayrıca bir metresi (Hedwig Potthast) ve ondan iki çocuğu olsa da, Gudrun'a özel bir sevgi besliyordu.
II. Dünya Savaşı sırasında, 1941'de 12 yaşındayken babasıyla Dachau Toplama Kampı'nı ziyaret etti ve günlüğünde "Her şeyi gördük" diye yazdı – bu kampta 30.000'den fazla kişi öldürülmüştü. Savaşın sonlarında, 1945'te annesiyle birlikte İtalya'ya kaçtılar, ancak Amerikalı askerler tarafından yakalandılar. Roma'da tutuldukları sırada Gudrun açlık grevine girdi ve Florence'da sorgulanırken gardiyanlar ona soyadını gizlemesini tavsiye etti, yoksa "yırtılıp atılacağını" söylediler. Nuremberg Mahkemeleri'nde tanıklık ettiler ve 1946'da serbest bırakıldılar. Babası Heinrich Himmler ise 23 Mayıs 1945'te İngilizler tarafından yakalandıktan sonra siyanür kapsülüyle intihar etti (Gudrun buna inanmazdı).
Savaş sonrası Gudrun, 1950'lerde aşırı sağcı Wulf Dieter Burwitz ile evlendi (kocası NPD partisinde yetkiliydi) ve iki çocukları oldu. Kariyerinde ilginç bir dönüm noktası, 1961-1963 yılları arasında Batı Almanya'nın dış istihbarat servisi BND'de sekreter olarak çalışmasıydı – bu servis o dönemde birçok eski Nazi'yi istihdam ediyordu ve lideri Reinhard Gehlen'di. 1951'de Wiking-Jugend adlı neo-Nazi gençlik örgütünün kurulmasına yardım etti (bu örgüt Hitler Gençliği'ne benzerdi). Yaşamının büyük kısmını Stille Hilfe (Sessiz Yardım) adlı örgütün önde gelen üyesi olarak geçirdi; bu örgüt eski SS üyelerine ve Nazi savaş suçlularına yasal ve maddi destek sağlıyordu. Örneğin, 2010'da Belzec kampında 437.000 Yahudi'nin katledilmesine yardım eden Samuel Kunz'un savunmasını finanse ettiler.
En Bilinen Yönü
Gudrun Himmler, en çok babasının sadık bir savunucusu ve Nazi ideolojisinin devam ettiricisi olarak bilinir. "Nazi prensesi" lakabıyla anılır ve ölene kadar (24 Mayıs 2018, Münih yakınlarında, 88 yaşında) babasının itibarını korumaya çalıştı. Müttefik propagandayı suçladı, Holokost'u reddetti ve Heinrich Himmler'i "canavar değil" diye savundu. Neo-Nazi etkinliklerine katılır, eski Nazileri desteklerdi; bu, onu aşırı sağın "maskotu" yaptı.
En Eleştirilen Yönü
En çok eleştirilen yanı, Nazi suçlarını reddetmesi ve Holokost'u inkar etmesi. Babasının soykırım sorumluluğunu kabul etmemesi, neo-Nazi gruplara destek vermesi ve Stille Hilfe üzerinden savaş suçlularını koruması nedeniyle "Nazi ideolojisinin devamı" olarak suçlandı. Eleştirmenler, onun unrepentant (pişman olmayan) tutumunun Nazi mirasını sürdürdüğünü ve antisemitizmi teşvik ettiğini söyler. BND'de çalışması da Nazi bağlantılarını gizleme olarak görüldü ve büyük tartışma yarattı. Bazıları onu "flamboyant Nazi prensesi" diye nitelendirerek, ailesel sadakatinin ahlaki körlüğe yol açtığını vurguladı.
İlginç Olaylar
Dachau Ziyareti (1941): 12 yaşında babasıyla Dachau'yu gezdi ve günlüğünde olumlu notlar aldı – bu, Nazi rejiminin çocuklara bile ideolojiyi nasıl aşıladığını gösterir.
Babasının Ölümüne İnanmamak: Himmler'in intiharını reddetti; İngilizler tarafından öldürüldüğünü savundu (bu görüş, Hugh Thomas'ın 2001 kitabı "The Unlikely Death of Heinrich Himmler"da da tartışılır). Bu inanç, psikolojik çöküşüne yol açtı ve ömür boyu sürdü.
Açlık Grevleri ve Kaçış: Savaş sonunda İtalya'da yakalandıklarında açlık grevi yaptı, ateşlendi ve zayıfladı. Soyadını gizlemek zorunda kaldı; bir keresinde "Himmler" adını söylememesi için uyarılmıştı.
Mektuplar ve Anılar: Babasının mektuplarında "Auschwitz'e gidiyorum, öpücükler" diye yazması gibi detaylar, 2014'te keşfedilen belgelerle ortaya çıktı. Gudrun'un günlüğü, savaşın son günlerinde "Baba çok çalışıyor, Führer askerlerin savaşmayacağına inanmıyor" diye notlar içeriyordu.
Neo-Nazi Destekleri: Stille Hilfe ile eski Nazileri korudu; örneğin, 2010'larda Kunz gibi isimlerin davalarını finanse etti. NPD bağlantılı kocasıyla evliliği ve Wiking-Jugend'in kuruluşu, aşırı sağdaki rolünü pekiştirdi.
Gudrun'un hayatı, Nazi mirasının bireysel düzeyde nasıl devam edebileceğini gösteren trajik bir örnek. Kaynaklar, onun sadakatini hem hayranlık hem de nefretle anar.




Yorumlar