Hz. Aişe'nin itirazı
- Murat Durdu
- 28 Tem
- 2 dakikada okunur
Hz. Aişe'nin Ahzab Suresi 50. ve 51. ayetleri hakkındaki görüşleri, özellikle hadis kaynaklarında yer alan bazı rivayetlerle aktarılmıştır.

Bu rivayetler, genellikle Hz. Aişe'nin ayetlerin içeriği karşısındaki şaşkınlığını veya hissiyatını ifade etmesi şeklinde yorumlanır. "İtiraz" kelimesi, ayetin hükmünü reddetme anlamında değil, daha çok bir kadın olarak duyduğu hayret veya doğal bir kıskançlık ifadesi olarak anlaşılmalıdır.
İlgili rivayetler ve yorumları şunlardır:
1. "Rabbin senin arzu ve rızanı hemen yerine getiriyor" Rivayeti
Bu, konunun en bilinen ve en çok atıf yapılan rivayetidir. Hz. Aişe'nin şöyle dediği nakledilir:
"Ben kendilerini Resûlullah'a (s.a.v.) bağışlayan kadınları ayıplar da 'Hiç kadın kendini hibe eder mi (mehirsiz olarak bir erkeğe bağışlar mı)?' derdim.
Allah Teâlâ: 'O kadınlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur...' (Ahzâb, 33/51) âyet-i kerimesini indirince (veya Ahzab 50. ayetinde geçen, Peygamber'e nefsini bağışlayan kadınlardan bahsedilince): 'Vallahi Rabbinin senin arzunu, rızanı, hoşnutluğunu hemen yerine getirdiğini görüyorum.'"
Bu rivayet, Buhari (Tefsir, Ahzab Suresi; Nikah), Müslim (Rıda) ve diğer hadis kaynaklarında geçmektedir.
Bu sözler, Hz. Aişe'nin Allah'ın Hz. Muhammede tanıdığı bu özel ruhsat karşısındaki şaşkınlığını ve belki de bir nevi insani kıskançlığını ifade eder. Kadınların kendilerini mehirsiz olarak hibe etme cüretini ve Allah'ın da bu konudaki kolaylığı Peygamber için sağlamasını dile getirmiştir.
2. "Kadın kendini bir adama bağışlamaktan utanmaz mı?" Rivayeti
Yine Ahzab 50. ayetindeki "eğer nefsini Peygamber'e bağışlarsa" hükmü üzerine Hz. Aişe'den şu ifade nakledilir:
"Ben kendilerini Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bağışlayan kadınları kıskanır ve şöyle derdim: 'Bir kadın kendisini bir adama bağışlamaktan utanmaz mı?'"
Bu rivayet de yukarıdaki rivayetle paraleldir ve Hz. Aişe'nin, kadınların iffet ve haya duygularıyla bağdaştırdığı bir eylemi (kendini mehirsiz hibe etme) Peygamber sevgisi ve Allah'ın izniyle yapabilmelerine duyduğu hayreti ve kıskançlığı dile getirir. Bu, yine ayetin hükmüne bir itiraz değil, bir insan ve bir kadın olarak gösterilen fedakarlığa dair bir yorumdur denilebilir.
Bu rivayetler, Hz. Aişe'nin insan doğasındaki samimi duygularını yansıtırken, aynı zamanda vahye olan mutlak teslimiyetini de gösterir. O, vahyedilen ayetin hükmünü kabul etmiş, ancak bu hükmün ortaya çıkardığı insani duruma dair kendi hissiyatını ifade etmekten çekinmemiştir. Bu, onun ilmi kişiliğinin, cesaretinin ve sahabelerin Kur'an'la olan samimi ilişkilerinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Yani; Rasulullah, arkadaşları, eşleri, yakınları, akrabaları, komşuları vd birer insandı ve insani duygulardan yoksun kişilikler değildi.
Comments