Auto da fe
- Murat Durdu
- 28 Tem
- 2 dakikada okunur
Auto-da-fé (Portekizce "iman eylemi" veya "inanç eylemi" anlamına gelir; İspanyolcada auto de fe olarak da bilinir), İspanyol ve Portekiz Engizisyonları tarafından uygulanan, mahkum edilen sapkınların ve dinden dönenlerin cezalarının halka açık olarak okunduğu ve infaz edildiği dini bir törendir.

Bu terim genellikle idam cezası, özellikle de yakarak ölümle ilişkilendirilse de, auto-da-fé'nin kendisi bir infaz töreni değil, mahkemenin kararının duyurulması ve kamuoyu önünde günahların tövbesi için bir fırsattı. İnfazlar, bu törenlerden ayrı ve genellikle sivil yetkililer tarafından gerçekleştirilirdi.
Auto-da-fé'ler, 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İspanya, Portekiz ve onların sömürgelerinde (Meksika, Brezilya, Goa, Peru gibi) düzenlendi. İlk İspanyol auto-da-fé'si 1481'de Sevilla'da gerçekleşti. Bu törenler, Katolik Kilisesi'nin otoritesini ve "doğru" inancı korumak, sapkınlığı caydırmak ve halka bir uyarıda bulunmak amacıyla düzenlenirdi.
* Dini Otoritenin Sergilenmesi: Kilisenin ve Engizisyonun gücünü ve dini normları ihlal edenlere karşı ne kadar ciddi olduğunu göstermek.
* Halkın Eğitimi ve Korkutulması: Halka, sapkınlığın sonuçları hakkında bir ders vermek ve böylece "doğru" yoldan sapmalarını engellemek.
* Tövbe ve Affedilme Fırsatı: Bazı durumlarda, suçlulara tövbe etme ve kilisenin affını kazanma şansı sunulduğu iddia edilirdi. Ancak bu genellikle işkenceyle elde edilmiş itirafların ardından gelirdi.
Bir auto-da-fé, genellikle büyük bir dini ve halk olayıydı ve özenle planlanmış bir dizi adımdan oluşurdu:
* Duruşma ve İşkence Süreci: Engizisyon süreci genellikle suçlamalar, gizli tanık ifadeleri ve çoğu zaman işkence yoluyla itiraf alma girişimlerini içerirdi. İşkence, itiraf alınana kadar uygulanabilirdi.
* Kararın Duyurulması: Duruşmaların gizliliğinin aksine, auto-da-fé töreni halka açık bir meydanda veya büyük bir kilisede, baş piskoposlar, asiller ve geniş bir kalabalığın huzurunda yapılırdı.
* Törensel Alay: Suçlu bulunanlar, genellikle özel kıyafetler giydirilerek (örneğin, sanbenito adı verilen, üzerinde suçlarını veya sapkınlıklarını temsil eden semboller olan konik şapkalar ve cüppeler) törensel bir alayla getirilirlerdi. Bu, onların aşağılanmasını ve toplumdan dışlanmasını simgelerdi.
* Kütle ve Vaaz: Tören genellikle bir Katolik Ayini ve sapkınlığın kötülüğünü kınayan bir vaazla başlardı.
* Cezaların Okunması: Her sanığın adı tek tek okunur ve mahkemenin verdiği ceza halka açık bir şekilde ilan edilirdi. Cezalar, hafif cezalardan (hac, hapis, mal varlığına el konulması, pişmanlık gösterileri) en ağırına (ölüm cezası) kadar değişebilirdi.
* Sivil Makamlara Teslim: Kilise kan dökmediği için, idam cezasına çarptırılanlar "dünya mahkemesine" veya sivil yetkililere teslim edilirdi. Bu teslim, kilisenin doğrudan cinayetten sorumlu olmadığı izlenimini yaratmak içindi. Ancak gerçekte, Engizisyon'un kararı infazın ön koşuluydu.
* İnfaz (Yakma): Sivil yetkililer, genellikle törenin yapıldığı yerden uzakta, quemadero adı verilen özel bir infaz yerinde (yakma yeri), mahkumları kazıklara bağlayarak yakardı. Bu, auto-da-fé'nin en dehşet verici ve akıllara kazınan kısmıdır. Özellikle "Yahudileşme" (gizlice Yahudi inançlarını sürdürme) ile suçlanan conversolar (Yahudilikten Katolikliğe dönenler) sıkça yakılarak infaz edilirdi.
Auto-da-fé, sadece bir ceza infazı değil, aynı zamanda Kilise'nin mutlak otoritesinin ve toplumsal düzenin yeniden tesis edildiği, dramatize edilmiş bir "iman eylemi" olarak kabul edilirdi. Halka açık niteliği, izleyiciler için bir tövbe biçimi olarak da görülüyordu; kendi günahlarıyla yüzleşmeleri ve Kilise tarafından affedilme şansı tanınıyordu.
Günümüzde auto-da-fé, dini hoşgörüsüzlüğün, zorbalığın ve insan hakları ihlallerinin karanlık bir sembolü olarak hatırlanmaktadır. Elias Canetti'nin Nobel ödüllü "Auto-da-Fé" adlı romanı gibi edebi eserler, bu kavramın psikolojik ve felsefi boyutlarını ele alarak terimin kültürel hafızadaki yerini pekiştirmiştir.


Yorumlar