Kumkuma mı kımkıma mı?
- Murat Durdu
- 29 Kas
- 1 dakikada okunur
"Kumkuma" Türkçe'de birkaç farklı anlamda kullanılabilir, bağlama göre değişir:
En yaygın anlamı
Kumkuma, genellikle kadınların alnına veya saç diplerine sürdükleri kırmızı toz boya anlamına gelir. Bu, özellikle Hint kültüründe (bindi olarak da bilinir) evli kadınların kullandığı geleneksel bir işaret ve kozmetiktir. Türkiye'de de eski nesiller arasında "kumkuma" denilerek bu kırmızı toz anlatılır.
Argo/kaba kullanım
Bazı bölgelerde (özellikle eski İstanbul argosunda veya Anadolu'da) kadın cinsel organı için kullanılan kaba ve müstehcen bir tabirdir. Bu kullanım günümüzde çok azalmış olsa da hâlâ bilinir ve kaba sayılır.
Nadiren: Çok eski metinlerde veya lehçelerde "kına" anlamında da geçmiş olabilir ama bu çok yaygın değildir.
Özetle
Günlük hayatta biri "kumkuma" derse büyük ihtimalle alına sürülen kırmızı boyayı kastediyordur. Ama bağlama göre dikkat etmek lazım, çünkü ikinci anlamı oldukça argo ve ayıp kabul edilir. 😊
Kımkıma ise;
Meraklı anlamında kullanıldığını duyduysanız; “Meraklısı” anlamında “kumkuma” değil, “kumkumu” ya da “kımkımı” denir (bazen “kumkuma” diye de yazılır ama asıl telaffuz “kımkımı”dır).
İstanbul’un eski mahalle ve esnaf argosunda çok sık kullanılır:
“Bu işin kımkımısı çok azdır”
→ Bu işin meraklısı, seveni, anlayan adamı çok azdır.
“Kımkımı değilim ama bir bakayım dedim”
→ Meraklısı değilim ama bir göz atayım dedim.
Yani “kumkuma” değil, “kımkımı” diye yazıp söylenirse tam oturur. 😄
“Meraklısı”nın biraz daha kaba, biraz daha esnaf ağzı versiyonudur.




Yorumlar