Medusa'nın Salı
- Murat Durdu
- 3 Ağu
- 2 dakikada okunur
Yunan mitolojisinde Medusa ismi geçse de 'Medusa'nın Salı' miti diye bir mit yoktur.
Bu ifade, büyük olasılıkla ünlü bir mitolojik figür olan Medusa'nın adının, Fransız donanmasına ait 'La Méduse' fırkateyninin 1816'da yaşadığı trajik bir gemi kazasıyla birleşmesinden kaynaklanıyor. Bu kazanın hikayesi o kadar çarpıcı ki, bir mit gibi dilden dile dolaşmış ve Théodore Géricault'un aynı adlı meşhur tablosuna ilham vermiştir.
Medusa Efsanesi (Yunan Mitolojisi)
Medusa, Yunan mitolojisinde Gorgon adı verilen üç kız kardeşten biridir. Efsanenin en bilinen versiyonuna göre, aslında çok güzel, altın sarısı saçlı bir kız olan Medusa, tanrıça Athena'nın tapınağında deniz tanrısı Poseidon tarafından tacize uğrar. Bu duruma sinirlenen Athena, suçu Poseidon'da değil de Medusa'da bulur ve onu korkunç bir canavara dönüştürür. Güzelliğiyle ünlü saçları yılanlarla dolu bir hale gelirken, gözlerine bakan herkes taşa dönüşür.
Sonunda yarı tanrı Perseus, krallık görevi olarak Medusa'nın başını getirmekle görevlendirilir. Tanrılar tarafından verilen parlak bir kalkan, kanatlı sandaletler ve görünmezlik miğferi gibi büyülü eşyaların yardımıyla, Medusa'ya doğrudan bakmadan, kalkanından yansıyan görüntüsüne bakarak onun başını keser. Medusa'nın kesik başı bile gücünü korur ve Perseus bu başı bir silah olarak kullanarak maceralarına devam eder.
'La Méduse' Fırkateyninin Kazası ve 'Medusa'nın Salı' Tablosu
Bu ise mitolojik değil, tarihi bir olaydır. 1816 yılında Fransız fırkateyni 'La Méduse', Senegal'e gitmek üzereyken Moritanya açıklarında kayalıklara çarparak batar. Gemi batarken mürettebat ve yolcular için yeterli can kurtarma botu yoktur. Bu nedenle yaklaşık 150 kişi, derme çatma bir sala biner.
Gemi komutanı ve üst düzey yetkililer, can kurtarma botlarıyla ayrılırken salı peşlerine takarlar, ancak kısa süre sonra salı kaderine terk ederler.
Açık denizde, salda kalanlar arasında yiyecek ve su kıtlığı nedeniyle korkunç bir mücadele başlar. İnsanlık dışı koşullarda hayatta kalma savaşı veren bu talihsiz yolcular, sonunda akıllarını kaybeder ve yamyamlığa başlarlar.

13 gün sonra sal, bir İngiliz gemisi tarafından bulunur ve kurtarıldığında sadece 15 kişi hayattadır. Bu trajik olay, Fransız hükümetinin yetersizliğini ve skandalı gizleme çabasını ortaya çıkarır. Olay, döneminin sanatçısı Théodore Géricault'a ilham verir ve ressam, bu korkunç felaketi 'Medusa'nın Salı' (Le Radeau de la Méduse) adıyla bir tabloya aktarır. Tablo, insanlık durumunun acımasızlığını, umutsuzluğu ve çaresizliği çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.
Görüldüğü gibi, ikisi de farklı alanlardan gelen ve insanlığın trajik yönlerini işleyen, ancak birbirleriyle doğrudan ilişkili olmayan iki farklı hikayedir.



Yorumlar